KURTLAR VADİSİ HANGİ KANALDA DEVAM EDECEK
Show TV'de olaylı şekilde yayınına son verilen Kurtlar Vadisi yola nasıl devam edecek. Sponsorlar ne olacak, sözleşme nasıl feshedildi? Dizi hangi kanalda ekrana gelecek? Show TV ile Pana Film arasında sözleşme henüz feshedilmiş değil. Ancak taraflar karşılıklı olarak sözleşmeyi feshetme konusunda anlaştı. Pana Film'in yaptığı sponsorluk sözleşmelerinde ise "dizinin yayından kalkması durumunda sponsorların herhangi bir talebi olmayacağı" maddesi yer alıyor. Dolayısıyla sponsorlar konusunda da herhangi bir problem çıkmayacak.Peki dizi yola nasıl devam edecek?Pana Film, Kurtlar Vadisi'ni mutlaka bir şekilde izleyicilerine ulaştırma kararı aldı. Bunun için hemen yeni bir sinema filmi çekilmesine karar verildi. Kurtlar Vadisi Terör'ün sinema filmi olarak çekilmesi için kollar sıvandı.Ancak film çekilene kadar da diziye devam edilecek. Bunun için en güçlü yol ise Digitürk platformu. Pana Film'in dünkü açıklamasında "digital platformda devam edebiliriz" diyerek üstü kapalı şekilde Digitürk'ü işaret etti.Pana Film, Kurtlar Vadisi'ni Digitürk platformunda kanal kiralayarak ya da pay per view (izle-öde) sistemiyle şifreli olarak yayınlamayı planlıyor. Pana Film, Kurtlar Vadisi'ni Digitürk üzerinen yayınlamak için Show Tv ile de ipleri koparmıyor ve sözleşmenin feshi konusunda kanala zorluk çıkarmıyor...
KURTLAR VADİSİ RAPORU
BAŞBAKAN ERDOĞAN VE DANIŞMANLARINA SUNULAN ŞOK RAPOR ! İŞTE KURTLAR VADİSİ'NİN YAYINDAN KALDIRILMASINA NEDEN OLAN RAPORUN AYRINTILARI! Superpoligon, "Kurtlar Vadisi Terör"ün yayından kaldırılması için hazırlanan raporun ayrıntılarına ulaştı.AK Parti'ye yakın kaynaklardan edindiğimiz bilgiye göre, Kurtlar Vadisi Terör dizisinin yayını öncesi ve sonrası Başbakan Erdoğan'a iletilmek üzere AK Parti Genel Merkezine ve Başbakanlığa bir kaç rapor birden gönderildi.Aralarında bazı akademisyenler, eğitimciler ve parti kurmaylarının da bulunduğu isimlerce hazırlanan raporlarda, dizinin bugüne kadar toplumda yarattığı etkiye değinilerek, gazete sayfalarına ve köşe yazılarına taşınan olaylar aktarıldı.Edindiğimiz bilgiye göre, Tayyyip Erdoğan'a yakınlığı ile bilinen Diyarbakır Milletvekili İhsan Arslan da Başbakan ile görüşerek, kendisine ulaşan bölge halkının dizinin içeriğinden rahatsızlığını dile getirdiğini söyledi.Terörün Güneydoğu halkına yıllarca acı çektirdiğini ve dizi ile yaraların tekrar kanatılacağı endişesi taşındığını aktaran Arslan, endişelerini dile getirdi.AK Parti'ye yakın isimlerce hazırlanan raporlarda ise dizi senaryosuna hakim olan "milliyetçi" duyguların, başta MHP olmak üzere bazı milliyetçi partilerin söylemlerine yakınlığı vurgulanarak, yaklaşan seçimler öncesi bunun AK Parti'ye zarar vereceği anlatıldı.Bir başka iddiaya göre raporlarda vurgulanan bir diğer unsurun da dizinin kimi bazı kentlerde Kürt-Türk çatışmasına neden olabileceği iddia edilerek, istenmeyen olaylara neden olacağı savunuldu.Söz konusu raporlarda özetle şu bilgiler yer aldı:''Kurtlar Vadisi dizisinde yer alan bir çok karakter, hiç bir eğitimi ve olmayan, belinde silahlı kişileri anlandırmaktadır. Söz konusu kişiler oluşturdakları illegal 'çete' yapısı ile sözde devlet adına işler yapmaktadır. Başta çocuklar ve gençler olmak üzere bir çok kesim üzerinde etki bırakan dizinin bu yönü, sanki devlet güvenlik güçlerinin çetelerle, terörle ve suç örgütleriyle mücadelede başarılı olamadığını ve bu tür yapılanmalara sanki ihtiyaç olduğu mesajını içermektedir. Dizinin, işsiz, eğitimsiz ve hayattan beklentisi olmayan kitleler üzerinde bırakacağı psikolojik etki düşünüldüğünde, toplum içinden dizi kahramanlarına özenen kişilerin çıkması kaçınılmazdır.''Diziyle ilgili danışmanlarına görüş soran Erdoğan'a, komuoyunda diziye karşı oluşmuş bir tepkiler, bazı sivil toplum örgütleri, dernekler ve köşe yazarlarının, dizinin yayının durdurulması için başlattıkları kampayalar hatırlatıldı.RTÜK'e de dizinin yayından kaldırılmasına yönelik çok sayıda telefon geldiği hatırlatılan Erdoğan'a RTÜK tarafından dizi ile ilgili hazırlanan bir de rapor sunuldu.Erdoğan'ın bu gelişmelerin ardından RTÜK Başkanı Zahid Akman'ı arayarak "gereğinin yapılması" talimatını verdiği öne sürüldü.Kurtlar Vadisi - Irak filminden sonra da ABD'nin Ankara Büyükelçiliği bir rapor hazırlayarak, "dizide anti Amerikancılık propagandası yapıldığını" belirtmiş ve raporu Dışişleri Bakanlığı'na sunmuştu.2004 yılında da MİT Müsteşarlığı'nın diziyle ilgili rapor hazırladığı ortaya çıkmıştı.DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar'ın da adının geçtiği raporda, dizinin senaristi, yönetmeni, oyuncuları, finansörleri ve bu isimlerin bağlantılarıyla ilgili tartışma yaratacak detaylar yer almıştı. Raporda, dizinin senaristi Raci Şaşmaz ile o dönem ki yönetmeni Osman Sınav'ın kullandıkları argümanları jandarma istihbaratının üst düzey yetkilisinden aldıkları, bu iki isim ile jandarma istihbaratı arasında telefon irtibatları kurulduğu kaydedilmişti. Telefon numaralarına da yer verilen rapor, diziyle ilgili teknik bir takibin söz konusu olduğunu açıkça ortaya koymuştu.
RTÜK BAŞKANI ZAHİD AKMAN KURTLAR VADİSİ HAKKINDA KONUŞTU
RTÜK Başkanı Zahid Akman, Kurtlar Vadisi'nin yayından kaldırılması ile ilgili olarak ilk kez CNN Türk ekranlarında konuştu.CNNTURK ekranlarında canlı yayına katılan Zahid Akman, Kurtlar Vadisi dizisinin yayından kaldırılmasının yapımcı firma ile yayıncı kuruluş arasında olan bir ilişki olduğunu söyledi. RTÜK'ün, yayıncı kanaldan programın kaldırılmasına ilişkin bir talebi olmadığını sadece dizi ile ilgili bazı uyarılarda bulunduğunu söyleyen Akman, "Bundan önce spor programı yöneticileriyle bir toplantı yaptık onlara düşüncelerimizi anlattık, yaptıkları yayıncılığı eleştirdik ve onlar da daha makul bir çizgiye geldiler. Biz onlara şunu söylüyoruz 'Perşembenin gelişi çarşambadan belli oluyor. Siz böyle giderseniz kuralların ihlali sözkonusu olur ve biz de ceza vermek durumunda kalacağız' diyoruz. Kadın programlarında da bu ihlalleri görmemezlikten gelmeyeceğimizi ve ceza vereceğimizi beyan etmiştik. Televizyon yöneticilerinini hareket kabiliyetlerini engellemek değil amacımız, yapmak istediğimiz tehditle değil, bazı yanlışları önceden söyleyip televizyon kanalalarını bu yanlışlardan geri döndüreye çalışmak." dedi."YAYINLANMAMIŞ BİR DİZİYİ NASIL KALDIRABİLİRİZ?"Bazı medya yöneticileri kendilerini sansürcülükle suçladığını söyleyen Akman "Ama bazı insanların da bizden beklentileri var, biz bu uygulamaları yapmak için göreve geldik ve gelişmiş ülkelerde de uygulanan Avrupa Yayın Sözleşmesi'ne tabiyiz. Uyguladığımız yönetmelik budur. Zaten yayınlanmamış bir dizi ile ilgili biz yayıncı kuruluşa nasıl bir talepte bulunabiliriz. Yayıncı kanal bize, kendilerine RTÜK'e gelen şikayetlerin 5-6 katı şikayet geldiğini söyledi. Televizyon yöneticileri zaten büyük tecrübeye sahip insanlar... Onlar bu şikayetleri daha iyi değerlendirmiş ve program hakkında gereğini yapmışlar. Bizi, yayından dizi kaldıran sansürcü bir kurum, olarak görmek büyük haksızlık." diye konuştu.Dizinin tekrar ekrana gelmesine RTÜK'ün nasıl tepki vereceğine ilişkin soruya ise Akman, "Bu tamamen yayıncı kuruluşun inisiyatifinde bir durumdur" diye cevap verdi.
KURTLAR VADİSİ, RTÜK'ÜN SİTESİNİ ÇÖKERTTİ..
Kurtlar Vadisi-Terör dizisinin yayından kaldırılmasının ardından vatandaşlar tarafından eleştiri yağmuruna tutulan RTÜK'ün telefonları kilitlenirken, www.rtuk.gov.tr ve www.rtuk.org.tr adresleri de yoğunluk nedeniyle çöktü. Kurtlar Vadisi-Terör dizisinin yayından kaldırılmasının ardından vatandaşlar tarafından eleştiri yağmuruna tutulan RTÜK'ün telefonları kilitlenirken, www.rtuk.gov.tr ve www.rtuk.org.tr adresleri de yoğunluk nedeniyle çöktü.Geçtiğimiz yıllarda çocukların ve gençlerin gelişimini olumsuz yönde etkilediği gerekçesiyle olumsuz eleştirilen alan Kurtlar Vadisi'nin yeni bölümlerinin yayından kaldırılması RTÜK'ün başını derde soktu. Vatandaşlar tarafından eleştiri yağmuruna tutulan RTÜK'ün telefonları kilitlenirken, www.rtuk.gov.tr ve www.rtuk.org.tr adresleri de yoğunluk nedeniyle çöktü.RTÜK'ün internet sitesine giremeyen vatandaşlar www.rtuk.tv adıyla yayın yapan internet sitesine yöneldi ve o sitenin de çökmesine neden oldu.Rtuk.tv Genel Haber Yönetmeni ve gazeteci Orhan Uğurluoğlu ANKA'ya yaptığı açıklamada, rtük.tv'nin radyo televizyon dünyasıyla ilgili haberleri yayınlamak, RTÜK'ün yaptırımlarını, sektörle olan ilişkilerini, frekans ihaleleri konusunu, sektörde yapılan televizyon ve radya yayınlarının işleyişini takip etmek amacıyla, 2004 yılının eylül ayında kurulduğunu belirtti.Siteye yayınlarla ilgili şikayetlerin iletebileceği "izleyici köşesi"nin de konulduğunu anlatan Uğurluoğlu, server hizmetini Amerikalı bir şirketten aldıklarını söyledi.
KURTLAR VADİSİ'NİN KALDIRILIŞ SEBEBİ SİYASİ!
Milliyet TV eleştirmeni Sina Koloğlu, Kurtlar Vadisi Terör'ün kaldırılış sebebinin 'şiddete özendirmek' olmadığını yazdı.Kurtlar Vadisi neden kaldırıldı?Dün akşam oturmuş, Kurtlar Vadisi-Terör dizisinin yeni bölümünü beklerken, bir açıklamayla karşılaştık. Bu açıklamanın özeti şöyle:"Dizi burada yayınlanmıyor ama onun içeriği ve bütünlüğü bir şekilde film ya da diğer görsel olanaklarla devam ettirilecek. Gün boyu diziyle ilgili birçok spekülasyon yayıldı. Hatta, yayından kaldırılacağı söylendi. Daha sonra, hem Show TV hem dizinin yapımcısı Pana Film, dün akşam dizi ile buluşacağımızı söyleyen görüşler ifade ettiler. Yayın gecesi, karşımıza daha önce Sky Türk'te, geçtiğimiz haftalarda Show TV'de yayınlanmaya başlayan "Kan Uykusu" belgeseli karşımıza geldi. Peki ne olmuştu? Kim bu diziden rahatsız olmuştu? Kulislerde dolaşan yorum, bu dizinin şiddet vs. ile ilgili olarak yayından kaldırılmadığı yönündeydi. Bazı kurumlar rahatsız olmuştu. Bu topraklarda yıllardır savaş veren ordu mu bu diziden rahatsız olmuştu? Bu konuda soru işaretleri mevcut. Yani kısacası dizinin kaldırılması, içinde şiddet öğesi oluşturması, ya da Türk gençlerine kötü örnek olması vs. gibi gerekçeler değildi. Dizinin kaldırılması siyasiydi.
KOLTUĞU ZAHİD BEY'E VERİNİZ
Cengiz Semercioğlu, Kurtlar Vadisi'nin yayından kalkması üzerine, medyada TV genel yayın yönetmenlerinin bağımsızlığının tartışılması gerektiğini yazdı...Türkiye’ye ayak basar basmaz Alo RTÜK hattını arayıp (şimdi isim vermiyorum) bazı programlardan şikayetçi olacağım.Bence yazı yazmaktan çok daha etkili bir yöntem bu.Defalarca yazı yazmaktansa, 50-60 kere RTÜK şikayet hattını aramak çok daha kesin sonuç veriyor.Malum RTÜK gelen 100-200 telefonla dizileri kaldırıyor, haber bültenlerine çeki düzen veriyor, televizyonların gizli ama gerçek yayın yönetmeni olarak çalışıyor.Ama kimse de kalkıp RTÜK Başkanı Zahid Akman’a, "Madem seyirci cıvık haber bültenlerinden şikayetçi, öyleyse cıvık olmayan TRT bülteninin ratinglerde iyi olması gerekmez mi" diye sormuyor.Zaten Akman’a kimse bir şey sormuyor, soramıyor.Zahid Akman’ı iki sezondur ben de Habertürk’e davet ediyorum ama sonunda galiba tek bir koşulla, "soru sormazsam" gelmeyi kabul edecek.Mesela son gelişmeler doğrultusunda Show TV’nin gerçek genel müdürü Zahid Akman mı, Saner Ayar mı gerçekten tartışmak gerek.Beğenirsiniz beğenmezsiniz ama Ayar, milyon dolarlar vererek bir dizi almış, bu dizi sayesinde eylülden bu yana yakalayamadığı birinciliğini şubatta gözüne kestirmiş, hazirana kadar kafasında belli bir prototip oluşturmuş, ona göre sponsorluk ve reklam anlaşmaları yapmıştır.Sonra birileri gelip, "yeter bu kadar oynadığın" diyerek sanki tüm bunlar kumdan kaleymiş gibi elinin tersiyle yıkıveriyor.Neden medyada TV genel yayın yönetmenlerinin ne kadar bağımsız olduğu tartışmaya açılmıyor?Sabah programlarını yayından kaldır!Gündüz programlarını öyle yapma böyle yap!Bu diziyi sevmedim yayınlama!Haberin çok cıvık biraz düzelt!Ne zaman bir yayın yönetmeni çıkıp, "Buyrun Zahid Bey koltuğu size verelim" diyecek?..Cengiz Semercioğlu
KURTLAR VADİSİ'NE REKLAM VERENLERİN ÜRÜNLERİNİ ALMAYIN
Edebiyatçı Murathan Mungan, internet sitesinde yayınladığı yazısında "Kurtlar Vadisi'ne reklam veren her ürünü, her firmayı, her markayı yaygın ve örgütlü bir biçimde protesto etmeye; imza ve katılımlarla desteklenen etkili bir kampanya oluşturmaya" çağırdı.Birgün gazetesinde bugün yer alan haber:MURATHAN MUNGAN'DAN ÇAĞRI: Reklam pastasını kanla karmayın Edebiyatçı Murathan Mungan, şoven milliyetçilik, ırkçılık yapan, hukuk dişiliği savunan; kimlik arayışındaki gençlere, şiddet yanlısı rol modelleri öneren "Kurtlar Vadisi" dizisine reklam verenlerin ürünlerini almama çağrısında bulundu. İnternet sitesi mmungan@netone.com.tr' de yazdığı yazıda "Diziye reklam veren her ürünü, her firmayı, her markayı yaygın ve örgütlü bir biçimde protesto etmeye; imza ve katılımlarla desteklenen etkili bir kampanya oluşturmaya" çağıran Murathan Mungan, "Sivil İtiraz Adına Suya Atılan Taş" başlıklı yazısında reklamve-renlere de seslenerek şöyle dedi:"Türkiye'nin daha demokratik, daha özgürlükçü, daha çağdaş, daha uygar olması amacı ve niyetini taşıyan bütün şirketler, kurumlar, kuruluşların sahip ve yetkililerini, 'reklam pastası payını' insan kanıyla karmamaya çağırıyorum."SİVİL İTİRAZ ADINA SUYA ATILAN TAŞMungan, "Sivil İtiraz Adına Suya Atılan Taş" başlıklı yazısında şu görüşlere yer verdi:Kendi adıma şunu söyleyebilirim: Ömrünü okumaya, yazmaya, düşünmeye adamış biri olarak ve bunca yıl savunduğum, arkasında durduğum yaşama ilkelerim gereği, çıkıp bir televizyon programının yasaklanması, kaldırılması talebinde bulunma hakkını kendimde görmüyorum.Öte yandan ben ve benim gibilerin, yalnızca kendileri için değil, toplumun bütün kesimleri adına savunduğu demokratik hak ve değerlerin, yıllardır yalnızca muhafazakârlar, sağcılar, milliyetçiler lehine nasıl tek taraflı işlediği konusunda da yeterince bilgi, deneyim ve tanıklık sahibiyim. Haklarını savunduğumuz kişilerin, iş, bizim haklarımızı savunmaya gelince nasıl kaçıp saklandığını da biliyorum. Ama demokrasi anlayışımızı, başkalarının bize nasıl davranacağına göre belirlemeyiz. Biz sadece olması gerekeni yaparız.Hakkında yeterince yazılıp çizildiğini düşündüğüm ve şu günlerde yayınma yeniden başlayan "Kurtlar Vadisi" dizisini burada çözümleyecek; yaslandığı karanlık değerleri; yücelttiği silah tapınmacılığıni; beslendiği ve beslediği şiddet yanlısı, kıyıcı loiltürü eleştirecek; bu ülkenin insanlarına, gençlerine, toplumsal yaşamına verdiği zararları sayıp dökecek değilim. İnsanların ruh ve akıl sağlığıyla en ilgili meslek grubu olan psikiyatrların, durumun vahametine dikkat çekme ihtiyacı duyarak dernekleri aracılığıyla bildiri yayınlamaları bile başlı başına bir alarmdır. Benzerine Türkiye tarihinde kaç kez rasdadınız?Kendilerine ve "niyetlerine" ne ad verirlerse versinler, "Kurdar Vadisi" ekibinin, apaçık bir biçimde şoven milliyetçilik, ırkçılık yaptığını; hukuk dışılığı savunduğunu; her çeşit çeteleşmeyi, mafyalaşmayı özendirdiğini; benzerine Hider Almanyası, Mussolini İtalyasında rasdanabilecek bir süreçle kimlik arayışındaki gençlere, şiddet yanlısı rol modelleri önerdiğini düşünüyorum. Herkesi bu konuyla ilgili sayısız gazete, televizyon haberini; yapılan araştırma ve anket sonuçlarını hatırlayarak hafıza tazelemeye çağırıyorum.Ülkenin her zamankinden daha fazla, ortak uzlaşma zeminine; farklılıklarımızı tanıma ve birlikte yaşama kabulüne; karşılıklı hoşgörü ve anlayışa ihtiyaç duyduğu bu dönemde, kamplaşmaları körükleyerek kandan kâr edenlerin çıkarlarına karşı, toplumsal dayanışmanın, barışın ve hukukun üstünlüğünün gözetilmesi gerektiğine inanıyorum.Peki, bu durumda bizler, yani kandan kına yakmayanlar ne yapmalıyız?Sivil itiraz haklarının her zamankinden çok daha edan ve örgüdü biçimde kullanılması gereken bir dönemde olduğumuz kanısındayım. Madem liberal bir ekonomide yaşıyoruz ve madem bu ekonominin kuralları yaşama biçimimizi belirliyor; madem söz konusu olan bir televizyon dizisi ve madem televizyon dizileri varlık nedenlerini "reklamlara" borçlular, bu konudaki en edan protesto biçiminin, tüketici haklarımızı kullanmak olduğunu düşünüyorum. İster doğrudan böyle diziler çekerek, ister bu dizilerin izlenme oranlarından gelir payı kaparak kandan kâr etmek isteyenlere verilebilecek en etkili yanıdardan birinin bu olacağını sanıyorum. Bu konuda dikkati ve duyarlığı olan herkesi, "Kurdar Vadisi" dizisine reklam veren her ürünü, her firmayı, her markayı yaygın ve örgüdü bir biçimde protesto etmeye; imza ve katılımlarla desteklenen eddli bir kampanya oluşturmaya çağırıyorum.Akıtılan bunca kanı aklayacak deterjanların, katil eli yıkayacak sabunların henüz bulunmadığını unutmayalım. Bu karanlık kâra ortak olmayalım. Sesimizi ve varlığımızı duyurana kadar o marka yağları, yoğurdarı, çikolataları, dondurmaları, bisloivileri yemeyelim; o marka sütleri, kolalan, meşrubatları içmeyelim; o marka tencere tavaları, kağıt mendilleri, bebek bezlerini almayalım; o marka çarşaf nevresim takımlarında yatmayalım; o marka mobilyalarda oturmayalım; o telefonlarla konuşmayalım; paralarımızı o bankalardan geri çekelim; bunları yaparken en edan biçimde herkese duyuralım. Bu kampanyanın başarılı olmasını, birkaç kişinin kişisel ahlakına, vicdanına bırakmayalım; takipçisi olalım, sivil itiraz grupları oluşturarak gelişmelerden sürekli herkesi haberdar edelim. Sevenleri, hayranları, okurları, seyircileri, dinleyicileri olan topluma mal olmuş, tanınmış kişileri, bu kampanyaya destek olmaya ve destek olduklarını duyurmaya çalışalım.Elbette yalnızca tüketicilere yönelik bir sesleniş değil bu. Türkiye'nin daha demokratik, daha özgürlükçü, daha çağdaş, daha uygar olması amacı ve niyetini taşıyan bütün şirkeder, kurumlar, kuruluşların sahip ve yetkililerini, "reklam pastası payını" insan kanıyla karmamaya çağırıyorum. Türkiye'yi hukuksuzluğun, çetelerin, mafyaların, karanlık güçlerin ve emellerin yönettiği bir ülke olmasını haklı göstermeyi; başkasının ölüsünden, kanından, servet, itibar, fedai, çete sahibi olmayı özendirmeyi istemeyen bütün iş adamlarının, reklam veren, reklam yapan dernek ve kuruluş yöneticilerinin aklına, vicdanına, sağduyusuna seslenmek istiyorum.Yalnızca bir televizyon dizisinden değil, bir başlangıçtan söz ediyorum. Kardeşlerimiz katillerimiz olsun istemiyoruz artık. Komşularımız düşmanlarımız olmasın. Bu şiddet kültürünün aşılması için daha kaç gencin potansiyel katil ya da kurban olması gerekiyor?Haraca, gaspa emanet edilmiş sokak aralarında, banliyö trenlerinde, varoş semderde, lise önlerinde, havaya kurşun sıkılan düğünlerde, töresinin hukukuna kadın kanı akıtan aile mahkemelerinde, bıçak çekilen tribünlerde, karanlık pazarlıkların döndüğü han köşelerinde, sigara dumanına boğulmuş internet kafelerde çekilen her bıçağın, namluya sürülecek her kurşunun "küçük ya da büyük hisseli uzak ortağı" olmayalım.Elbette bu çeşit dizileri yapan kişi ve kuruluşlar, daha fazla kâr etmek, daha fazla para, güç, itibar ve fedai kazanmak isteyebilirler, ama sizler daha fazla ölü, daha fazla kan, daha fazla tabut istemiyorsanız, bunu bize söylemenizi istiyorum.Benim şu yaptığım, sivil itiraz adına suya atılan bir taş yalnızca. Umarım sudaki halkalar gibi yayılıp genişler, bize yalnız olmadığımızı, birbirimize yaslandığımızda milyonlar ettiğimizi öğretir.Biz hiçbir kanala reklam veremeyenler, bir zamanlar "Edirne'den Ardahan'a" diye tanımlanan üzerinde yaşadığımız toprakların haritasının, bundan böyle "Susurluk'tan Şemdinli'ye" diye adlandırılmasını istemiyorsak, verilmiş reklamları adreslerine iade edelim.
FATİH ALTAYLI'DAN KURTLAR VADİSİ EKİBİNE: DİZİ ÇAKALLARI
Kurtlar Vadisi aleyhine yazılar yazan Fatih Altaylı, dizinin ilk bölümüne isim verilmeden konu olmuştu. Altaylı, bugünkü yazısında Kurtlar Vadisi yapımcılarını mahkemeye vereceğini yazdı. Kurtlar'la mahkemede görüşeceğizYıllardır Kurtlar Vadisi aleyhine yazıyorum, bazıları hâlâ "Senin grubunda olsa yazmazsın" diyor. Ama nedense Kurtlar Vadisi ile ben hiçbir zaman aynı çatı altında olamadık. Olmayız da! Bu meselenin grupla, murupla alakası yok. Bu Türkiye meselesi ve Kurtlar Vadisi, bu ülkeye atom bombası gibi zarar veriyor.Bu arada Kurtlar Vadisi'nin "çakalları" dizinin senaryosuna benimle ilgili eklemeler yapmış. Geçen hafta yayınlanan bölümde adımı vermeden ama ima yoluyla beni hedef gösteren bir bölüm yer almış ve yazılarıma devam edersem bana haddimi bildireceklerini söylemişler. Vallahi işin doğrusu yıllardır "gerçek çakallarla" uğraştım. Bu saatten sonra "dizi çakallarından" korkacak halim yok.Tabii korkmuyor olmamız, bunlardan yargı yoluyla hesap sormamıza engel değil. Bana yönelik tehditleri nedeniyle Kurtlar Vadisi'ni mahkemeye veriyorum. Dizilerindeki hukuksuzluğa inanmasınlar, görsünler bakalım Türkiye'de adalet var mı, yok mu!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder